5 Şubat 2016 Cuma

Jack London -Vahşetin Çağrısı

zaman: Şubat 05, 2016
Aslında böyle klasik eserlere yorum yapmak,  yeterince zor. Genellikle böyle eserlerden sonra insan öyle büyük bir okyanusun ortasına düşüyor ki, oradan kara parçası bulup okyanusun güzelliğini tarif etmek zor olur. İşte bu eserler insanın zevklerini, maneviyatını, terbiyesini şekillendirir.

 London'nun dili ustaca, derinmanalı, dinamik ve gergin konulu. Yazarın hayatı hakkında  araşdirdikdan sonra bu güzel üslubun (naturalizm, gerçekçilik) varoluş nedenlerini anlamak  kolay  olur (çocuk yaşlarından ağır zahmete alışmış insan).Onun eserleri insanı manevi olarak guclu yapar, insana birçok şeyi gösteriyor, anlatıyor. London defalarca diyor ki, hayatta kalmanın şartı güçlü olmaktır. Hayatın evrensel ritmini, sana gösterdiklerini kabul edip, onlari kullanmak esas meseledir. Bu yasa her yerde çalışır. Beton yaşantilardan tutmuş kalıcı buzulların olduğu Alaskayadek.
 Ve bir gün senin sakin güney güneşinin ısıtdığı evine gelirler ve bahti olmayan diğer sağlıklı köpeklerle Alyaskaya bencil insanların daha fazla para kazanmaları için çalıp götürüyorlar. Sen ne yapabilirsin? Direniş göstersen de, sopa ve yumruk kanunu seni terbiyelendirir.Sen kaba güçle, bu dünyanın en önceden bağlı olan bir kaba gücün kendisiyle tanışıyorsun.
Alaska'da altın elde etmek için güçlü kaslı olan köpeklere ihtiyaç olduğundan Bak (Buck)  adlı güzel köpegi çalıyorlar. vahşi doğanın amansız köşelerinde Bak ve ÇekThompson esas   kahramanlara dönüşürler.Vahşetin Çağrısı Çığlığı  ( Buck) Bakı canavarlara  taraf sesliyor, ancak yanında can veren sahibi var. bu hayırsever hayvan hangi seçim üzerinde duracak? 
İşte başlıyor: açlık, don, rekabet ve hayatta kalmak için sürekli öğrenmek ve savaşmak.
Fakat Nietzsche dogru diyordu: "Bizi öldürmeyen şeyler bizi güçlü yapar". Nihayet sıkıntılar seni öyle oluşturur ki, senin kasların ve manevi gücün her sıkıntı ve rekabette baş açmaya yardımcı olur. Aniden sen anlıyorsun ki, tüm bunlar - sahipler, bağlılık, liderlik ve s.- senlik değil. Seni özgürlük çağıriyor.Özgürlük, vahşet, doğanın kendisi, dünyanın ilk biçimi, sonsuzluk seni selamliyor. Sen ona çok yaklaşdın. 
  Böyle anlayabiliriz ki, nesiller birbirini yeniledikce, zaman-zaman ilerledikçe biz (hem insanlar, hem de diğer canlılar) değişiyoruz, fakat bir gün atalarımızın Çığlığı bizi çağırır. Bizden asılı olan ve olmayan nedenlerden dolayı biz onlardan hem ayrı düşüyoruz, hem de zaman zaman yaklaşıyoruz.


Eserden seçilmiş bölümler

                                                             ***

Eski serseri duygular
Kırıyor adet zincirini.
Vahşi kalkıp uykusundan
Tutuyor yine yerini.
                                                               ***

Deme, yaşam böyleymiş! Onda adalet denen şey yokmuş! Bir  defa Yıkıldın, bitdi gitti, demek ki, sona ulaştın. O zaman ki, sağlam durmak gerekir!
                                                             
                                                                ***

Ancak aptal adam risk alır. Ahmak ise hep şanslı.
                                                              
                                                                ***
Deliyi delilik etmekten sakındırmakdan faydasız şey yokdur.
                                                               
                                                                ***

Düşmana merhamet etmek zayıflık belirtisidir.
                                                               ***
Iyi  yürekligin arkasında ölüm durur.
                                                               
                                                               ***
O, ölümün ne olduğunu biliyordu. Biliyordu ki, bu arada insan hareket etmekten kalıyor,
sonra dirilerin sirasindan  ebedi ayrılıyor


0 yorum:

Yorum Gönder

 

DAN ULDUZU Template by Ipietoon Blogger Template | Gadget Review