28 Ocak 2015 Çarşamba

zaman: Ocak 28, 2015 0 yorum
İmkansız diye bir şey yoktur,
İnsan beceremiyorsa,
Allah nâsip eder..
Ya RABB;
Ben beceremiyorum,
Sen nâsip et...

zaman: Ocak 28, 2015 0 yorum
Keşke Allah rızası için sevseydin beni ,Bu kadar kolay kırmaya cesaret edemezdin belki..

27 Ocak 2015 Salı

R...E

zaman: Ocak 27, 2015 0 yorum

Keşke her kes sevdiğini , bir  serçenin göz yaşını döke bilme ihtimali kadar sevseydi .Ne az diyeceksiniz. Cünki,serçeler ağladıkları zaman ölürler....

KIRLANGICIN ÖYKÜSÜ (CAN DÜNDAR)

zaman: Ocak 27, 2015 0 yorum
KIRLANGICIN ÖYKÜSÜ

Kırlangıcın biri, bir adama aşık olmuş.
Penceresinin önüne konmuş,
bütün cesaretini toplamış,
röfleli tüylerini kabartmış,
güzel durduğuna ikna olduktan sonra
küçük sevimli gagasıyla cama vurmuş.

Tık..... Tık...... Tık....

Adam içeride kendi işleriyle uğraşıyormuş.
Çok meşgulmüş!
Dönüp cama bakmış.
Kimmiş onu işinden alıkoyan?

Minik bir kırlangıç!

Heyacanlı kırlangıç, telaşını bastırmaya çalışarak,
derin bir nefes almış,
şirin gagasını açmış, sözcükler dökülmeye başlamış:

Hey adam!
Ben seni seviyorum.
Nedenini niçinini sorma.
Uzun zamandır seni izliyorum.
Bugün cesaret buldum konuşmaya.
Lütfen pencereyi aç ve beni içeri al.
Birlikte yaşayalım.

Adam birden parlamış.

Yok daha neler?
Durduk yerde sen de nerden çıktın şimdi?
Olmaz, alamam. demiş.

Gerekçesi de pek sersemceymiş.
Sen bir kuşsun! Hiç kuş, insana aşık olur mu?

Kırlangıç mahçup olmuş.
Başını önüne eğmiş.
Ama pes etmemiş, bir süre sonra tekrar pencereye gelmiş,
gülümseyerek bir kez daha şansını denemiş;

Adam, adam! Haydi aç artık şu pencereni.
Al beni içeri!
Ben sana dost olurum.
Hiç canını sıkmam.

Adam kararlı, adam ısrarlı;

Yok ,yok ben seni içeri alamam demiş.

Biraz da kaba mıymış, neymiş lafı kısa kesmiş.
İşim gücüm var, git başımdan.

Aradan bir zaman geçmiş,
kırlangıç son kez adamın penceresine gelmiş;

Bak soğuklar da başladı, üşüyorum dışarıda.
Aç şu pencereyi, al beni içeri.
Yoksa, sıcak yerlere göç etmek zorunda kalırım.
Çünkü ben ancak sıcakta yaşarım.
Pişman olmazsın, seni eğlendiririm.
Birlikte yemek yeriz, bak hem sen de yalnızsın,
yalnızlığını paylaşırım. demiş.

Bazıları, gerçekleri duymayı sevmezmiş.
Adam bu yalnızlık meselesine içerlemiş.
Pek sinirlenmiş.

Ben yalnızlığımdan memnunum. demiş.

Kuştan onu rahat bırakmasını istemiş.
Düpedüz kovmuş.

Kırlangıç, son denemesinde de başarısız olunca,
başını önüne eğmiş, çekip gitmiş.

Yine aradan zaman geçmiş.
Adam, önce düşünmüş, sonra kendi kendine itiraf etmiş;

Hay benim akılsız başım. demiş.
Ne kadar aptallık ettim!
Beklenmedik bir anda karşıma çıkan bir dostluk fırsatını teptim.
Niye onun teklifini kabul etmedim ki?
Şimdi böyle kös kös oturacağıma keyifli bir vakit geçirirdik
birlikte.

Pişman olmuş olmasına ama iş işten geçmiş.
Yine de kendi kendini rahatlatmayı ihmal etmemiş.
Sıcaklar başlayınca, kırlangıcım nasıl olsa yine gelir.
Beni seviyor nasılsa.
Ben de onu içeri alır, mutlu bir hayat sürerim.

Ve çok uzunca bir süre, sıcakların gelmesini beklemiş.
Gözü yollardaymış.
Yaz gelmiş, başka kırlangıçlar gelmiş.
Ama onunki hiç görünmemiş.
Yazın sonuna kadar penceresi açık beklemiş ama boşuna.
Kırlangıç yokmuş!
Gelen başka kırlangıçlara sormuş ama gören olmamış.

Sonunda danışmak ve bilgi almak için bir bilge kişiye gitmiş.
Olanları anlatmış.
Bilge kişi gözlerini adama dikmiş ve demiş ki;

Kırlangıçların ömrü altı aydır, evlat.....

   





25 Ocak 2015 Pazar

R...E

zaman: Ocak 25, 2015 0 yorum
Kör birine  "Karanlıkda dışarı  çıkma " demek gibiydi bana mutluluklar dilemen....

Alıntı

zaman: Ocak 25, 2015 0 yorum
Belkide hiç beklemediğim anda
gelişindi,
Seni bende mutlu kılan...
---Görmeden, duymadan,
Duada buluşarak sevmeye cesaret
ettiğim tek Yar'dın
Yani anlayacağın yüreğin, yüreğime
dokunmuştu.
Usulca...
Sana olan sevgim içten içe,
Şeytanı çatlatır cinstendi,
Edep, haya katıp sevdiğim için...

---Ve bende bütün yüreğimi toplayıp,
Yüreğine baktım,
Ar, ve af makamında...
Güzellik geçici iyi biliyordum,
O yüzden bana ebedi saadet lazımdı,
Bende kalbine girmek için dua ettim,
İçten içe RABBİM'e...
Biliyordum, yani emindim,
Kalbin sahibi Allah..
Ve bana da Allah lazımdı,
Birde Allah'a ulaştıracak olan bir kalp...
---Ve sen çıktın karşıma,
Sonra dedim ki;
"Senden b/aşk/a aşk geçtiyse
kalbimden,
Estağfurullah"


19 Ocak 2015 Pazartesi

Alıntı

zaman: Ocak 19, 2015 0 yorum
Kadın 32 yaşında güzel bir bayandı ve eşi oldukça yakışıklı bir deniz subayı idi. Bundan bir kaç ay önce yanlış bir teşhis sonucu gerçekleştirilen ameliyatla gözlerini kaybetmişti genç kadın ve asla göremeyecekti. Kocası ameliyattan sonra acı gerçeği öğrenince yıkılmış ve kendi kendine bir söz vermişti.
Günler geçiyordu. Kadın her geçen gün kendini daha kötü hissediyor, çok sevdiği kocasına yük olduğunu düşünüyordu.
Eşinin bu içine kapanık, karamsar hali kocayı çok üzüyordu. Birden aklına eşinin eski işi geldi. Geri dönmesini isteyecekti. Ama bunu ona nasıl söyleyecekti, çünkü artık çok kırılgan ve neşesizdi. Bütün cesaretini toplayarak akşam karısına konuyu açtı. Karısı dehşetle gözlerini açtı:
- Ben bunu nasıl yaparım ben körüm, diye bağırdı.
Kocası ona destek olacağını, her sabah kendisinin işe bırakacağını ve akşamları da iş çıkışında alacağını ve ona çok güvendiğini söyledi. Çünkü eşini tanıyordu ve bunu başarabileceğini biliyordu. Kadın büyük bir umutsuzlukla kabul etti çünkü eşini çok seviyordu ve onu kırmak istemiyordu.
Her sabah eşini işine bırakıyor ve akşamları da alıyordu fedakar koca. Günler böyle ilerledi, karısı eskisinden biraz daha iyiydi. Fakat kocası daha fazlasını istiyordu, kendisine söz vermişti sonuna kadar gidecekti.
Akşam karısına:
- Artık işe kendin gidip gelmelisin, dedi.
Kadın şaşırmıştı. Bunu asla yapamayacağını söyledi. Kocası ısrar edince onu yine kıramadı ve bütün cesaretini topladı. Bunu kendisi de istiyordu ama o kadar güveni yoktu.
Sabahları kadın artık otobüs durağına kendisi gidiyor, otobüsüne biniyor ve otobüsten inerek işine gidebiliyordu. Günler günleri kovaladı, hiç bir problem yoktu.
Yine bir gün otobüse binerken, şoför:
- Sizi kıskanıyorum, hanımefendi dedi.
Kadın kendisine söylenip söylenmediğini anlayamadan, neden diye sordu.
Şoför:
- Çünkü her sabah sizin arkanızdan bir deniz subayı genç adam otobüse biniyor ve bütün yol boyunca sevgi ile size bakıyor, otobüsten indikten sonra yeşil ışıkta yolun karşısına geçmenizi bekliyor siz binaya girdikten sonra arkanızdan öpücük yollayıp size her gün sevgiyle el sallıyor, dedi.
Herkesin bu kadar sevmesi ve sevilmesi ,
hepsinden de önemlisi ,
böyle bir sevgiyi hak edecek insanı bulması dileğiyle ...

 

DAN ULDUZU Template by Ipietoon Blogger Template | Gadget Review