10 Nisan 2015 Cuma

Vicdan muhasebende karlı isen bugun ne mutlu sana...

zaman: Nisan 10, 2015 0 yorum
Siz hiç hayatinizda suskun vicdanlarla yüzleşdinizmi? ... Lal buz gibi gözlere bakdınızmı? ... Ya da vicdanın feryadını, isyanını duydunuzmu?
Kaçimiz vicdanımızın gözyaşlarını silmeyi  başardık?
Kaçimiz  onu yeniden dindirmeyi başardık? Belki de çok az kisi vicdanıyla yüzyüze durmuşdur ...
Nedir vicdan ?! Nedir insanları mum gibi eriten, ve  de buz gibi donduran? -
Vicdan biz kendimiziz! vicdan yaptıklarımızın  kalp kutusudur.  Yıllarca çıkartmakdan korktuğumuz toz basmış hissleridri. Içimizde gizlediğimiz sirrlardir. Vicdan sadece bize ait olan anılar, sadece bizim bildiğimiz sebeblerdir.

Korkuyoruz yüzleşmekten, konuşmaktan ... bazen DUSUNUYORUMKI, vicdanla vücut yere değişse o zaman ruhumuz uzaga koşardı, kendini tanımazdı. O kadar değişik görünürdü ki, aynaya baksaydı eğer ...

Çoğu zaman kendimizi susturuyor vicdanımızı görulmeli olduğumuz gerçekleri unutmak için. aslında nasıl olduğumuzu kabul edemediğimiz için. Belki de gücsüzlüyümüz,acizligimiz yüzünden. Peki yitirdiklerimize, incitdiklerimizden  dolayı kim cevap verecek? Herkes vicdanını kağıt gibi- ya siyah, ya da beyaz kağıt gibi- katlayıp cebine koysa, o binlerce kimsesizlere, kaderiyle  baş başa bırakılan bebeklere, ya da yaşlılar evindeki anne-babalarimiz icin  kim sorumluluk taşıyicak? Bir aile, bir toplum olarak yaşıyorsak, o zaman her birimiz suçlu değil miyiz? Her birimiz vicdanımızı bir damla bile kanatmadıkmı? ...
Vicdan insanın ömrünün sonuna kadar şartlar ne olursa olsun bir anlık olsa bile susmuyor. Nefis sürekli bahaneler getirse de, vicdan sürekli olarak insana neyin doğru, neyin yanlış olduğunu söylüyor. Aslında bu, Allah'ın insan için yarattığı mükemmel sistemdir. Aynı zamanda da büyük bir nimettir. İnsan aslında çok mutlu olmalıdır. Çünkü hangi olay ile karşılaşmasından, dünyanın neresine gitmesinden, hangi kültürden olması bakılmaksızın, içinde daima başvurabileceği vicdan gibi bir doğruluk rehberine sahiptir. Unutmayalım, biz de bu doğruluk rehberine sahibiz.
Oysa her şey başka türlü olabilirdi ... Bir kerecik vicdanımızı dinleye bilseydik, dönüb arkaya baka bilseydik ... orada burakdıklarımızı redd edecek, affede  bilsek hayat o kadar gunesli  olurdi ki ... Ama bebeğini çöpe atan "anneler", evlerinde ebeveynleri için bir karış yer bulmaktan onları huzurevine gönderen evlatlar, yardım edecek gucu varken ihtiyacı olanlardan yüz çevirenler, 
başkalarının hayatıni harap edenler yüzünden çogunluk rahat uyuya bilmiyordur belki....

Gözümüzün önünde baş veren böyle olaylar o kadar ki- yakinlar uzaklaşır, sevgiler unutuluyor, ihanetler unutuluyor, ihanetler artıyor. Bazen o donmuş vicdanlar yerine dürüst insanlar feryat koparır. Ne fayda? bu sadece yağmurdan sonraki güneş gibi sadece göz yaşından ıslanmış yanakları kurutur. Bazen o insanları  silkeliyip, uyandirmak istiyorum ...- "Ayılın! Geç olmadan açın gözünüzü.uyaninki ki, bir gün o dünyada sizin yerinize vicdanınız konuşucak.o zaman da inkar edilicek. "- Ne yazık ki. bu bir kişinin yapabileceği iş değil.Vicdan da akıl, kararlılık, sabır, Allah korkusu gibi ahlak özelliğidir. Ahlaklı olmanın bir ölçüsüdür. Vicdanli olmakla ahlaklı olmayı beraberleştiriyorlar bazen, ama bu doğru değil. Çünkü ahlaklı olmak sadece vicdani duyguları duymak değil, vicdanın emrettiğini yerine getirmektir. Vicdana tam teslim olmaktır.
İnsanı vicdanına teslim olmakta samimi hareket etmeye yönelten güç ise imandır.



Bir insan apaçık olan bir zulmü, savaşı, açlıktan veya soğuktan ölen insan manzaralarını, insanların yoksulluk içinde yaşamasını istemez belki de. Fakat iş harekete geçince, insanların bir çoğu bu gerçekleri görmezden gelir, kendi yakasını kenara çeker. "Güya benmi kurtaricam dünyayı? Istesem de, yalniz  ne yapabilirim ki? Dünya böyle gelmiş, böyle gidecek "mantığı ile göz önündeki olaylardan yüz çevirir, hiçbir girişim yok, bu duruma razı olur sanki. Yani vicdanını duysada , onu dinlemez, vicdanın emrettiğini yerine getirmiyor.En azindan elimizden gelen duaysa onuda edelim. İmansa ise vicdandan asılıdir. İnsan kendi maddi rahatlığını da kurban verir. Sadece Yaradaninin rızasını kendisine hedef aldığına göre fedakarlık, asıl huzur için gösterilen bir gayret bir çok şeyden daha zevkli olur insan üçün.Bir insanın kendi kendine doğruyu bulması vicdanın en önemli özelliklerindendir. Hiç kimseden yardım almasa bile, vicdan insanı doğruya ulaşdırır.
Genellikle insan nefes aldığı sürece, yaşadığı her olayda gösterdiği tepkilerle ve içinden geçirdiği düşüncelerle denenir. Bu deneme sürecinde karşısında her zaman iki seçenek var. Ya her zaman kötülüğü emreden nefsinin sesine, ya da onu kötülüklerden sakındıran vicdanının sesine kulak asmalıdır. Aslında ikisini de insan duyuyor. Fakat sadece birinin dediklerini gerçekleştirir.
Her insana güzel olan hareketleri ve düşünceyi söyleyen, sağlam muhakeme etmesini, doğruları ve yanlışları birbirinden ayırt edebilmesini sağlayan manevi beceri olarak dürüst yaratılmışız. Dindar, dinsiz, ateist, muhafazakar olursa olsun her insan vicdan sahibidir. İnsanları birbirinden ayıran şey ise vicdanlarını ne kadar kullandıkları. Yani bir insan hırsızlık yaparken, suç işlerken, ahlaksızlık yaparken bunu vicdanı olmadığı için değil, vicdanını kullanacak iradesi olmadığı için yapar.
Ama doğruyu bilmesi insanın ahlaklı olması için yeterli değildir. Ahlaklı olmak irade, akıl, sabır ve kararlılık gerektirir ve elbette ki tevazu ...

Ama herkes sadece bunu düşünmeli - "VİCDAN SUSDUKDA BÜTÜN YAŞAM BOŞUNA SARF EDILIYORDUR ...! 

5 Nisan 2015 Pazar

Ama umudu var büyük insanlığın Umutsuz yaşanmıyor.

zaman: Nisan 05, 2015 2 yorum
Sokrates'ten "insanlık nedir" sorulduğunda, o "af etmeyi başarmaktır", cevabını vermiştir.

İnsanlık ek caba gerektirmeyen, kişilerin tam samimi ve güzel bir şekilde kendini teşhir ettirmesinin sözlükteki karşılığıdır. Yolda zor durumda olani görüp "igrenerek bakanlarda "oluyor, "acaba neden bu hallere düştü?" sorusunu düşünüb yardim edende  oluyor. Saf insani kullanmak isteyenler de oluyor, saf insanın güzel taraflarını örnek alanlarda oluyor. Emir vererek kimseyi ezmeye çalışanlar da oluyor, emir yetkisi olduğu halde rica tonunda talep edenler de oluyor  ves. İnsanlığın varsa sen kendini yok gibi hesap etdiyin anlarda etrafına bakman yeterlidir

İnsan olduğu halde içi, ruhu, kalbi insanlıktan çıkmış, sanki hayvanlaşmış, yırtıcı hayvanlar kadar canavarlaşmış ne kadar kişiyle karşılaşır veya duyarız ... "Bunlar insan değil!" demekten kendimizi tutamıyoruz .

Evet,insanlık enerji sarf etmez,insanlık aniden bilmeden yaptığın eylemlerdir. İnsanlık düşünmeden yaptığın iyikliklerdir, insanlık başka bir niyeti gözetmeksizin ettiğin hayirseverlikdedir,hiç kimsenin göremeyeceği yerde yaptığın iyi amellerde ... Insanlık bir yetimin başini okşamakdir, aç- muhtac her hangi bir canlının karnını doyurmakdır.Allahin yaratdıgı tum canlilara sevkat sevgi beslemekdir, zülüm etmemekdir, Haksız yere insanlara iftira atmamakdir , düşene birde ben vurayım  dememekdir, elini uzatıb düşeni kaldırmakdır, yüze dost görünüp arkasından kuyusunu kazmamakdir, huzurun olduğu yerde huzursuzluk yaratmamakdir.bir başkasinin başarısını kıskanıp ona bazı yollarla daha çok başarılı olmasına engel olmak hic degildir.  İnsanlık bir insana kızgın olduğunda onun hakkında doğru karar vermekdir, İnsanlık çok güzel ve ulaşilmazdır bir çoğumuza.
İnsan olmak o kadar kolay bir iş değil ....Bu kadar olumsuzlukların yanında her biri altın ve elmas değerinde güzel vasıflarla süslenmiş insanları gördüğümüzde de onların, anne-babalarını tebrik ve takdir etmekten kendimizi alıkoyamıyoruz.Onları bu derece yükselten insaniyyetleri, karakterleri, ahlaki özellikleridir kuşkusuz. Onlar yaşlansalar da ruhen, kalben gencdirler.
  İnsanın dünyada bulunuş amacı da bu değil mi? İnancı, kulluğu ve güzel özellikleriyle sevap kazanmayacakmı?
Allah elçisinide bu amaçla göndermişti. Ömrü boyunca hep kalplere Allah ve ahiret inancını nakş ederek insanı insanlıktan çıkaran, alçaltan inançsızlık ve onun sonucu olan ahlaksızlıktan kurtarmak için çalıştı durdu.Ve "Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim" ifadeleriyle de bunu anlatır.
 "Ya Rabbi! Suretimi güzelleşdirdiyin gibi ahlakımı da güzelleştir." En bozuk insanları,gönül, ruh ve akıllarda yaptığı inkılâpla, gününün ve bütün zamanların en medenî insanları hâline getirmişdir Allah Resûlü (a.s.m.) 
 İNSANIN İNSANLIĞI NE KADAR GÜZELDİRSE RABBİMİZE OLAN SEVGİSİ, İNANCI, İBADETİ, İTAATİDE O KADAR GÜZELDİR. BENCE İNSANLIĞIN GERÇEK SIRRIDA BURDA SAKLI.

 

DAN ULDUZU Template by Ipietoon Blogger Template | Gadget Review