11 Şubat 2018 Pazar

Dostoyevski - Suç ve Ceza

zaman: Şubat 11, 2018 0 yorum
Nitekim, hiç kimse her devirde yaşayamaz ancak ruhsal olarak yaşamasi mümkündür. Yaratılışından bu yana yaklaşık 250 yıl geçmesine rağmen, sadece sevgili bir yazar olmaya gönüllü olmakla kalmaz, aynı zamanda Nitcenin tabirince söylesek,yalnız "fevkaleinsan"ın işidir.
On dokuzuncu yüzyılın büyük bir Rus yazarı olan Fyodor Mikhaylovich Dostoevsky, dünya edebiyatının gelişimini ve felsefi ve estetik fikirlerini derinden etkiledi. Dostoyevski realizm temelinde insanlık trajedisi, ezilen ve hakaret edilen kişinin trajedilerini yaziyor. Bu kişilerin bir tanesi, "Suç ve Ceza" adlı romanın kahramanı olan ve okuyucuların dikkatine sunulan Raskolnikov'tur. Yazar, kahramanın hümanist niyetleri yansıltmaya çalıştığı yolu reddetti ve kaçış yolunu insanın gerçeklikle barışmasında öne sürdü. Ayrica yazini okudukdan sora Lev Kulidzhanovunf 1970 yilina ait filmi sizlerle paylasicam. Izlemek isteyenler Turkce Alt yaziyla buraya tiklayip → (Suç ve Ceza ) ← izliye bilir :)
Bu zamana kadar okuduğum yazarlara kadar, belki de hiçbir yazar Dostoyevski Raskolnikov üzerinde çalıştığı kadar kendi kahramanı üzerinde bu kadar calişmamişdir.Dostoyevski bu eserinde sadece Raskolnikovu degil, diğer karakterleri gozumuzun onunde canlandirmişdir.Bu kitabı okurken insan, sanki tarihin belli döneminde yaşamış şahsiyetler hakkında okuyor, edebi Hayâlî karakter,olmasını unutuyor.Eserin felsefi gayesi basit: "İnsanlığa büyük yarar için insan bazı kurallardan hice saya bilir mi?" Roma'nın felsefi gayesinin izahı ise Raskolnikovun dilinden boyle soyleniliyor:
Benim insanları olağanüstüler ve sıradan olanlar diye bölümlememe gelince, bunun biraz keyfi bir bölümleme olduğunu itiraf ederim; çünkü ben zaten kesin sayılar üzerinde durmuyorum. Ben öne sürdüğüm ana düşünceme inanıyorum. Bu ana düşüncenin özü şudur: insanlar doğa yasaları gereğince, genellikle iki biçime ayrılırlar: aşağılar (sıradanlar), ki bunların biricik görevleri, kendileri gibi olanların çoğalmalarını sağlamak, bu işin aracı olmaktır; ve kendi çevrelerine yeni bir söz söylemek yetenek ve dehasında olanlar. Doğaldır ki, bu arada sınırsız sayıda alt bölümleme yapılabilir. Ama bu iki ana bölümün ayırt edici çizgileri oldukça keskindir. Birinciler, yani kendileri gibi olanların çoğalmasına araç olanlar, doğaları gereği tutucudurlar, uysaldırlar, boyun eğerek yaşarlar ve boyun eğmeyi severler. Bence de bunlar uysal ve boyun eğici olmak zorundadırlar, çünkü bu onların görevleridir ve burada onlar için aşağılatıcı bir durum söz konusu değildir. İkinci bölümdekilerse, sürekli olarak yasaları çiğnerler, yıkıcıdırlar, ya da yeteneklerine bağlı olarak, yıkıcılığa yatkındırlar. Bunların işledikleri suçlar, doğaldır ki, son derece çeşitli ve görelidir; ama büyük çoğunluğu, birbirinden apayrı nedenler ileri sürerek, daha iyi şeyler adına şimdinin yıkılmasını isterler. Bunların ülkülerini gerçekleştirmeleri için, cesetlerin, kan göllerinin üzerinden atlamaları gerekse, bence, kendilerine bu izni, vicdan rahatlığıyla verebilirler; tabi bu söz konusu ülkünün ne olduğuna, boyutlarının ne olduğuna bağlı olan bir şeydir, bu noktaya dikkatinizi çekerim. 

Raskolnikov düşünyor ki,yaşli kadinın paralariyla  bir birçok bilimsel bulgu ve beşeriyyet için diger hayirli işler yapılabilir.Yani bir bitin(Raskolnikov cemiyyet için gereksiz,tamamen kendi cikarlarinini dusunenleri boyle adlandıriyor) mahv olması sonucunda bu kadar işlerin sonuca gelmesine degmezmi?O defalarla kendisinin yerinde  Napoleonun oldugunu epmati yaparak düşünür.O  bunlari yapar mı??Ve anliyor ki,o da aynisini yapardi.

Eserden-  "Gidiyorum. Hemen şimdi. Bu utançtan kurtulmak için kendimi sulara atmak istedim, ama köprüde, suyun üstünde dururken, kendimi şu ana kadar güçlü gördüğüme göre, şimdi de utanca dayanmam gerektiğini düşündüm. Bu, gurur değil mi, Dünya?" "Gurur, Rodya."

Ancak bu görevi yerine getirmek için vicdan azabının üstesinden gelmek gerekiyor Raskolnikov bu görevi yerine getiriyor, vicdan azabın üstesinden de geliyor.ancak sonuna kadar yapamadi yari yolda çekindi .Raskolnikov, bir zamanlar Napolyon'un kendisi olduğunu fark etti. Napolyon olamazdı Belki de Napolyon'da cesur ve akıllıydı ama bu "olağandışıligi"  kendinde göremedi.  görmek istedi, ama olmadi.

Eserden- Sonya, yasa. akılca ve ruhça kim daha sağlam ve güçlüyse, insanlara onun buyuracağını biliyorum artık. Kim daha yürekliyse, haklı olan da odur. her şeyin içine tükürmekte, aldırmazlıkta en ileri gidenler, yasa koyucu olurlar. Herkesten daha gözü pek olan, herkesten daha haklıdır. Bugüne kadar böyle gelmiş, Bu bundan sonra da böyle gidecek. bu gerçeği ayırt edemeyenler kördür!”

Onu da  belirtiyimki, onun bu fikirlerini kimse kabul etmiyor və hiç kim onu hakli oldugunuda dusunmuyor.Raskolnikovuda sasirtan yalniza bu oluyor.
   Bu eser yazari dahada sevmeme neden oldu. Ve Ha'la Dostoyevskinin tum eserlerini okumakla mesgulum :)  Keyifli okumalar ;) 

9 Şubat 2018 Cuma

Dostoyevskiye ithafen..

zaman: Şubat 09, 2018 0 yorum
Sevgili dostum Dostoyevski. 

Seni bundan daha güzel olduğuna şüphesiz inandığım başka bir dünyaya uğurlayalı bugün 137 yıl olmuş. 

Burası hâlâ aynı Dosto, merak etmene gerek yok sen ne yazdıysan olan biten o. İnsanlar içlerindeki başka insanlarla didişip duruyorlar. 
Belki sen son saatlerini yaşarken mevcut dünya hâlinin senden sonra daha iyi olabileceğini umarak, biraz da hayıflanarak yumdun gözlerini. Ama inan dostum biz; geride bıraktıkların senin yazdıklarını okuyarak ancak tahammül edebiliyoruz buraya. 
Savaşlar,ihanetler,sahtelikler,ikiyüzlülük,çıkarcılık,vefa yoksunluğu,kötülükler,insanlar sonra yine savaşlar .. İnsanlıksa  yavaş-yavaş ölüyor.
Neyse sözü çok uzatmayayım; Prens Mışkin, Raskolnikov diğerlerine selamlarımı ilet, kendine iyi bak. En kısa zamanda görüşmek umuduyla.
 

DAN ULDUZU Template by Ipietoon Blogger Template | Gadget Review